Ankilozan Spondilit
- Ankilozan Spondilit nedir?
- Belirtileri nelerdir?
- Hangi tetkiklerle teşhis konulur?
- En çok kimlerde görülür?
- Beraberinde hangi hastalıklar görülür?
- Hangi ilaçlar kullanılır?
- Yaşam kalitesi nasıl arttırılabilir?
- Kesin tedavisi var mı?
- Hangi bölümün alanına girer?
Bu ve bunun gibi bir çok soruyu ,hastalığınızın teşhisi konulma aşamasında iken sormaya başlarsınız.Crohn hastalığına yakalandığımı öğrendikten sadece 6 ay kadar kısa bir süre sonra Ankilozan Spondilit teşhisi de konuldu.Aldığım immünsupresif ilaçlar her iki hastalığıda tedavi ettiği için ilaveten bir ilaç başlanmadı.Ben karın ağrısı,ishal,bulantı,yüksek ateş,hızlı kilo kaybı gibi yaşadığım belirtilere odaklandığım için daha önce herhangi bir romatoloji muayenesine gitmemiştim.Oysa ki teşhisler konulmadan önce dirseklerde ayak bileklerimde el parmaklarımda ve belimde şiddetli ağrılarda diğer belirtilere eşlik ediyordu.Rf (romatoid faktör) denilen kanda herhangi bir romatizma belirtisinin arandiği bu tetkik yüksekti.Artı ASO+CRP+Sedimentasyon değerleride sürekli yüksekti.Belirttiğim gibi bu şikayetler Crohn da da hemen hemen aynı eşitlikte görülebiliyordu.Yine belirtmekte fayda var bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor.Crohn tedavisi için direk kortizon ve diğer bağışıklık baskılayıcı ilaçları alıyordum.Tek değişiklik Salofalk stoplanarak Salazopyrin'e geçildi.Uzun süre bel ağrılarım ve diğer şikayetlerim yok denecek kadar azaldı.Ta ki 2013 yılında benim 1,5 yıla yakın bir süre ilaç kullanmamam nedeniyle Crohn ataklarının başlamasına kadar.İki ay kadar ciddi sıkıntılar yaşadım,kilo kaybım hizlandı ve aynı zamanda bel ağrılarım da artış oldu.TYİH'nde kontrollerim devam ederken Dışkapı hastanesinin de Romatoloji bölümüne gittim.Mr çekildi Sakroileit aktif denildi ve tedavi şekli İBH doktorlarına bırakıldı.Bu dönemden sonra zaten Crohn sebebiyle hastaneye yatışım yapıldı ve tekrar kortizon+imuran tedavisi başlandı.Bir ayın sonunda ameliyat oldum.Bağırsağın bir kısmı alındı.Tabi bu tedaviler Crohn'da pek etkiliş olmadı ama sakroileit şikayetlerimi de ortadan kaldırdı.İkisi bir arada olunca sıkıntı biraz büyük oluyor:)
Şimdi gel gelelim yukarda belirttiğimiz sorularımızın cevabına bir uzman görüşünden bakalım ;
Belirtileri nelerdir?
- Üç aydan uzun süren istirahatteyken gelişen bel ve kalça ağrınız/tutukluğunuz varsa,
- Hareketle ağrılarınız azalıyor veya geçiyorsa,
- 40 yaşından genç iseniz,
- Ağrı kesici aldığınızda azalıyor veya kayboluyorsa,
- Boyun-bel hareketlerinde ve her nefes alıp verdiğinizde göğüs kafesinizde ağrı ve kısıtlılığınız (katılık hissi) varsa; mutlaka bir romatoloji uzmanına başvurunuz.
En çok kimlerde görülür?:Ankilozan spondilite neyin sebep olduğu bilinmiyor; ancak HLA-B27 genini taşıyanların, hastalığa yakalanma riski fazladır. Türkiye’deki ankilozan spondilitli hastaların %80’i bu geni taşırken, Orta-Kuzey Avrupa’daki hastaların %95-99’u bu geni taşır. Bu nedenle aile öyküsü çok önemlidir. Eğer birinci derece akrabanızda ankilozan spondilit varsa, bu hastalığın sizde de görülme oranı yüzde yirmidir. Hatta ikinci derece akrabanızda bulunması bile, sizin için risk faktörü oluşturur. Ankilozan spondilit, erkekleri kadınlardan 2 kat daha fazla etkiler. Kadınlarda hastalık daha yavaş seyreder. Çoğunlukla romatoloji uzmanına gitmeyen bu hastalar; bel fıtığı veya fibromiyalji (kas romatizması) gibi yanlış tanılar aldıkları sık rastlanılan bir durumdur.
Hangi ilaçlar kullanılır?:Nonsteridal anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ) - naproksen, indometazin, diklofenak gibi ilaçlar, ankilozan spondilitin tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır. Bunlar inflamasyonu, ağrı ve tutukluğu giderir. Ancak bu ilaçlar, mutlaka mide koruyucu ilaçlarla alınmalı ve uzun süreli kullanımda olası yan etkileri açısından takip edilmelidir.NSAİİ’ların faydalı olmadığı veya kullanılamadığı durumlarda; tümör nekroze edici faktör blokerleri (anti-TNF), doktorunuz tarafından uygun görülürse başlanır. Bu tedavilerin de damar ve cilt altı yoluyla uygulanan formları bulunmaktadır. Şu anda kullanılan anti-TNF ilaçlar;-İnfliximab (Remicade), Adalimumab (Humira), Etanercept (Enbrel), Golimumab (Simponi) ve Certolizumab pegol (Cimzia).TNF blokerlerinin, enfeksiyonlara hafif yatkınlık, latent tüberkülozun aktivasyonu ve daha nadiren bazı nörolojik problemlere ve ilaca bağlı lupus gibi bazı yan etkileri olabilir. Bu tedaviler iç hastalıkları uzmanı, romatoloji uzmanı, enfeksiyon hastalıkları ve/veya göğüs hastalıkları uzmanları tarafından 3 aylık yakın takip altında kullanılmaktadır. Gebelikle ilgili olarak (maksimum 20. gebelik haftasına kadar) son yıllarda kısa etkili olan (etanercept ve certolizumab pegol) kullanılabileceği yönünde öneriler var; ancak mutlaka doktorunuzla yakın iletişim altında olmanız gerekir. Doğum sonrası bebeğin aşı şeması da buna göre düzenlenmelidir.
Yaşam kalitesi nasıl arttırılabilir?
Mümkün olduğunca yastığınızı alçak tutun, yatak ve yastığınız omurganızın şeklini alabilen (visko-elastik) özellikte olmasına dikkat edin.Mutlaka, ama mutlaka sigara içiyorsanız bırakın. Hastalığa bağlı, her nefes alıp vermede göğüs kafesinin yeterince esneyememesi nedeniyle, akciğerlere yeterli hava giriş çıkışı olmayacaktır. Sigaranın da katkısıyla, amfizem başta olmak üzere daha ciddi akciğer problemleri sizi beklemektedir. Sigaranın, zaten tartışmasız tıkayıcı akciğer hastalığına ve kansere neden olduğu, artık herkes tarafından bilinmektedir. Omega 3 (haftada 3 kez balık tüketmiyorsanız, günlük ihtiyacınız 500mg/gün) ve vitamin D desteği (kan düzeyine bakarak) alın. Yeterince kalsiyum almak için süt ürünlerinden zengin beslenin. Destekleyici tedavi hakkında doktorunuzdan bilgi alın.Ankilozan spondilitli hastalar! Yapacağınız çok şey var. Hayattan kopmayın. Hastalığınızla ilgili internet ortamında araştırma yaparken, bilgi kirliliğine veya gereksiz korkulara kapılmayın. Hastalığınızla ilgili oluşturulmuş destek gruplarına ulaşarak, aynı hastalığa sahip kişilerle tanışın ve onların hikayelerini, duygularını ve baş etme yollarını öğrenin ve sizinkileri paylaşın. Hastalığınızla barışık olun ve onunla yaşamayı öğrenin. Sizinle aynı hastalığa sahip milyonlarca insan olduğunu unutmayın. Hastalığın genetik yatkınlığını göz önüne alarak, yakınlarınızdaki bel ağrısını önemseyin. Hatta bilinçli bir hasta olarak, çevrenizdeki benzer bel ağrısından yakınan kişilere, bunun önemsenmesi gereken bir durum olduğunu anlatarak bir romatoloji uzmanına yönlendirebilir ve onların da hayatlarında farklılık yaratabilirsiniz. Çünkü dünyada birçok ankilozan spondilit hastası, tanı alamayıp, ileri evre sakatlıklarla yaşamakta ve hayattan kopmaktadır.Egzersiz bu hastaların olmazsa olmazıdır. Eklem hareket açıklığı ve germe egzersizleri, hastanın duruş ve esnekliğinin korunması için gereklidir. Bunlar boyun, sırt ve bel için germe; göğüs kafesinin esnekliğini (akciğer kapasitesini) korumak için solunum egzersizleri gibi egzersizlerdir. Bir fizyoterapist eşliğinde öğreneceğiniz bu egzersizler, hayatınızın bir parçası olup, her sabah ve gün içinde de tekrarlayabilirsiniz. Yüzme, pilates, yoga gibi sporlar önerilirken, travmaya açık sporlardan (futbol, basketbol, voleybol vs.) kaçınmalısınız.
Hangi ilaçlar kullanılır?:Nonsteridal anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ) - naproksen, indometazin, diklofenak gibi ilaçlar, ankilozan spondilitin tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır. Bunlar inflamasyonu, ağrı ve tutukluğu giderir. Ancak bu ilaçlar, mutlaka mide koruyucu ilaçlarla alınmalı ve uzun süreli kullanımda olası yan etkileri açısından takip edilmelidir.NSAİİ’ların faydalı olmadığı veya kullanılamadığı durumlarda; tümör nekroze edici faktör blokerleri (anti-TNF), doktorunuz tarafından uygun görülürse başlanır. Bu tedavilerin de damar ve cilt altı yoluyla uygulanan formları bulunmaktadır. Şu anda kullanılan anti-TNF ilaçlar;-İnfliximab (Remicade), Adalimumab (Humira), Etanercept (Enbrel), Golimumab (Simponi) ve Certolizumab pegol (Cimzia).TNF blokerlerinin, enfeksiyonlara hafif yatkınlık, latent tüberkülozun aktivasyonu ve daha nadiren bazı nörolojik problemlere ve ilaca bağlı lupus gibi bazı yan etkileri olabilir. Bu tedaviler iç hastalıkları uzmanı, romatoloji uzmanı, enfeksiyon hastalıkları ve/veya göğüs hastalıkları uzmanları tarafından 3 aylık yakın takip altında kullanılmaktadır. Gebelikle ilgili olarak (maksimum 20. gebelik haftasına kadar) son yıllarda kısa etkili olan (etanercept ve certolizumab pegol) kullanılabileceği yönünde öneriler var; ancak mutlaka doktorunuzla yakın iletişim altında olmanız gerekir. Doğum sonrası bebeğin aşı şeması da buna göre düzenlenmelidir.
Yaşam kalitesi nasıl arttırılabilir?
Mümkün olduğunca yastığınızı alçak tutun, yatak ve yastığınız omurganızın şeklini alabilen (visko-elastik) özellikte olmasına dikkat edin.Mutlaka, ama mutlaka sigara içiyorsanız bırakın. Hastalığa bağlı, her nefes alıp vermede göğüs kafesinin yeterince esneyememesi nedeniyle, akciğerlere yeterli hava giriş çıkışı olmayacaktır. Sigaranın da katkısıyla, amfizem başta olmak üzere daha ciddi akciğer problemleri sizi beklemektedir. Sigaranın, zaten tartışmasız tıkayıcı akciğer hastalığına ve kansere neden olduğu, artık herkes tarafından bilinmektedir. Omega 3 (haftada 3 kez balık tüketmiyorsanız, günlük ihtiyacınız 500mg/gün) ve vitamin D desteği (kan düzeyine bakarak) alın. Yeterince kalsiyum almak için süt ürünlerinden zengin beslenin. Destekleyici tedavi hakkında doktorunuzdan bilgi alın.Ankilozan spondilitli hastalar! Yapacağınız çok şey var. Hayattan kopmayın. Hastalığınızla ilgili internet ortamında araştırma yaparken, bilgi kirliliğine veya gereksiz korkulara kapılmayın. Hastalığınızla ilgili oluşturulmuş destek gruplarına ulaşarak, aynı hastalığa sahip kişilerle tanışın ve onların hikayelerini, duygularını ve baş etme yollarını öğrenin ve sizinkileri paylaşın. Hastalığınızla barışık olun ve onunla yaşamayı öğrenin. Sizinle aynı hastalığa sahip milyonlarca insan olduğunu unutmayın. Hastalığın genetik yatkınlığını göz önüne alarak, yakınlarınızdaki bel ağrısını önemseyin. Hatta bilinçli bir hasta olarak, çevrenizdeki benzer bel ağrısından yakınan kişilere, bunun önemsenmesi gereken bir durum olduğunu anlatarak bir romatoloji uzmanına yönlendirebilir ve onların da hayatlarında farklılık yaratabilirsiniz. Çünkü dünyada birçok ankilozan spondilit hastası, tanı alamayıp, ileri evre sakatlıklarla yaşamakta ve hayattan kopmaktadır.Egzersiz bu hastaların olmazsa olmazıdır. Eklem hareket açıklığı ve germe egzersizleri, hastanın duruş ve esnekliğinin korunması için gereklidir. Bunlar boyun, sırt ve bel için germe; göğüs kafesinin esnekliğini (akciğer kapasitesini) korumak için solunum egzersizleri gibi egzersizlerdir. Bir fizyoterapist eşliğinde öğreneceğiniz bu egzersizler, hayatınızın bir parçası olup, her sabah ve gün içinde de tekrarlayabilirsiniz. Yüzme, pilates, yoga gibi sporlar önerilirken, travmaya açık sporlardan (futbol, basketbol, voleybol vs.) kaçınmalısınız.
Prof. Dr. Nuran Türkçapar/İç Hastalıkları,Enfeksiyon Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanı
Yorumlar