Engelli olmak ya da olmamak , işte bütün mesele bu !

Kimse kimsenin derdini aynı derde düşmeyince anlamaz...
Anladığınızı zannedersiniz ancak yanılırsınız.Denemek isterseniz size bir metod önerebilirim.Her zamanki günlük yaşantınızdaki planınıza ve programınıza yani rutininize devam edeceksiniz.Tek bir farkla  -tabi cesaretiniz varsa-,şuan için birkaç seçenek sunarak başlayalım başkalarının derdini anlayıp anlamadığımız gerçeğine ulaşmak için.
  • Seçenek 1: O gün günün ilk ışıklarını dahi görmemeniz için akşamdan gözünüze siyah bir bant çekeceksiniz ve güne öyle  başlayacaksınız.Günlük hiç bir rutininizi ertelemeden,aynı tempoda işinizi, evinizi ve  diğer bütün yapacaklarınızı gün bitipte tekrar yatağa geçene kadar ,gözlerinizde ki herşeyi görmenize engel olan o bantla sürdüreceksiniz.
  • Seçenek 2: Bir yakınınız vasıtasıyla olabilir bir tekerlekli sandalye temin edeceksiniz.Sabah yatağınızdan kalkma girşiminizle birlikte o günki hayatınız her zamanki tarzınızla aynı şekilde ama tekerlekli sandalye üzerinde devam edecek.Gün bitip de yatağa geçene kadar.
  • Seçenek 3: Şimdi   ihtiyacımız olan malzemeler,duymamıza engel olacak şekilde kulak tıkacı ve konuşmamıza engel olacak şekilde bir  bant.Ne yapacağınızı az çok kestirdiniz değil mi?Şimdi sabah kuşların sesini dahi duymamanız,alarmını kurduğunuz saatin zilini duyup kapatma mücadelesine girişmemeniz için akşam yatağa girerken kulak tıkaçlarımızı takıyoruz.Sabah uyanabilirseniz ilk iş ağzımızı kapatmak olmalı öyle konuşamıyoruz.Ve yine tüm günü bu şekilde akşam yatağa girene kadar hiç bir rutinimizi bozmadan tamamlıyoruz.
  • Seçenek  4: Sabah uyandığınız da hareketsiz olmanız için akşamdan kollarınızı ve bacaklarınızı bir yakınınıza sıkı sıkı bağlatarak yatıyorsunuz.Sabah uyandığınızda o gün yapacaklarınızı akşama kadar  hayal edip  her zaman ki uyuma saatinize kadar öylece kalıyorsunuz.


Gördüğünüz gibi seçenekler çoğaltılabilir.Engeller artırılabilir.Bunlar sadece empati yapmanızı ve engelli     dostlarımızı daha iyi anlayabilmek için uygulanabilecek metodlardı.Bizim onları anlayabilmek adına empati yapmaya çalışarak uygulayacağımız bu metodlar onlar tüm yaşamı.

Emin olun bizden daha mutlular,umutlular. Birçok örneğini gerek günlük yaşantımızda gerekse medya aracılığıyla görebiliyoruz.
Bütün bunları yazmamda ki asıl neden geçtiğimiz günler de  engelli iş arayışı içinde olarak gittiğim iş-kur da yaptığım başvuru sonrasında yaşadıklarımdan kalan izlerdi.Benim yukarda saydığım gibi bir engelim yok.  Hastalığım sebebiyle almış olduğum rapordan daha önceki yazılarımda bahsetmiştim.En çokta rapor almaya çalışırken yaşanılanların içler acısı halinden     bahsetmiştim biraz.Şimdi iş bulmak için çırpınırken engelli olmanın zorluğunu birkez daha anladım.Şunu da belirtmem lazım ,yukarda yazan engellerden biri de olabilirdi bende ,yanımda bir refakatçi ile iş arıyorda olabilirdim.Elime tutuşturulan başvuru kağıtlarının herbirine kendi imkanlarımla ulaşmak zorunda  olduğum gerçeği zaten herşeyi açıklar nitelikte.Gerisini siz düşünün.
Bu  irdelenmesi ve derhal çözüme kavuşturulması gereken bir konu...Yine  benim değil ama   yeni  bitirmiş olduğum kişisel gelişim ve modern yönetim kursunda Gazi Üniversitesinde adaş ve soyadaşım olan sevgili Gülcan hocamın üzülerek   bize anlattığı, geçen ay yapılan engelli kamu personel seçme sınavında yaşadığı tecrübeden de bahsetmeden geçmek istemiyorum.Görme engelli arkadaşların yanında refakatçiler vardı diyor, biri soruyu okuyor,diğeri de  seçeneği işaretliyor.Çok mu zor yazılıda onların okuma yazma sistemini kullanmak.Zihinsel engelliler sınavında diyor matematiğin   ne işi var.Kaldı ki zihinsel engelli arkadaşımın o sınava tabi tutulmasında nasıl bir gereksinim var.Zaten yapabilecekleri kısıtlı olan bu arkadaşları onlara uygun bir işe yeterlilikleri çerçevesinde uygun bir pozisyona atamak çok mu zor?Diğer arkadaşların yaşadığı zorluklarıda az çok tahmin edersiniz.
Engel onlarda değil,onları kaderlerine terk edenlerin yüreklerindedir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar