Yine ,Yeni ,Yeniden İBH :)
Dün yine İbh heyet günüydü ve gün boyu hastanede olmanın yorgunluğu ile pc'ye geçip iki satır bile yazamadım .Hastanede sıramın gelmesini beklerken aldığım notlar ve bana ilham kaynağı olan ortamdan hazırladığım başlıkları sırayla birer yazıya dönüştüreceğim inşaAllah...
İbh'de sıramı beklerken,karşımda oturan diğer İbh hastalarına kulak misafiri oldum ister istemez.Hani blogumun ilk yazısında da paylaşmıştım;tecrübelerimin bir kısmını bana,bir kısmını da hastanede edindiğim -bazısına kulak misafiri olduğum :)-arkadaşlıklardan öğrendiğim başka tecrübelere dayanarak yazacağımı...Aslında hastane öyküleri daha çok,beylerin bitmek bilmeyen askerlik anılarına benziyor:)Ne onların anlatacakları bitiyor ne de hasta olanın hastane maceraları.Biri biter biri başlar.Velhasıl durum böyle olunca kendi de hasta olan yazara bir çok malzeme çıkıyor.Acı soslu ameliyatlardan tutunda, ilaçlı tüm abdomen tomografilerine,yıllarca süren tedavi süreçlerine,ilaç çeşitlerine vs vs...Gönül ister ki ne kimse hasta olsun ne de ben bunlardan malzeme çıkarayım .Malesef hastalık bazen kaçınılmaz olabiliyor.Gide gele hem nerdeyse tıbbın bir bölümünü okumuş kadar oluyorsunuz.Hatta sizi rahatsızlığınızla ilgili telefonda konuşurken dışardan dinleyenler ya hastanede çalıştığınızı ya da doktor olduğunuzu düşünebiliyor :).Tahlillerden anlar hale geliyorsunuz.Mide ve bağırsak üzerine ihtisas yaptıysanız neyin yaralı neyin zararlı olduğunu az çok kestirebiliyorsunuz.Mesela karnım ağrıyor dahiliyeye gittim bişey çıkmadı diyen birine gastroenteroloji bölümüne yönlendirebliyorsunuz.Ya da midem ağrıyor diyen birine bu durumu önemsemesi gerektiğini tembihleyebiliyorsunuz.Nitekim konu derin, mevzu uzar :)Bu arada karşımda oturan hastaların aralarındaki konuşmalardan bayağı bir başlık çıktı,öyleki benimde merak ettiğim ve daha önce araştırmadığım konularda var içlerinde.Sıra o başlıklarda....
İbh'de sıramı beklerken,karşımda oturan diğer İbh hastalarına kulak misafiri oldum ister istemez.Hani blogumun ilk yazısında da paylaşmıştım;tecrübelerimin bir kısmını bana,bir kısmını da hastanede edindiğim -bazısına kulak misafiri olduğum :)-arkadaşlıklardan öğrendiğim başka tecrübelere dayanarak yazacağımı...Aslında hastane öyküleri daha çok,beylerin bitmek bilmeyen askerlik anılarına benziyor:)Ne onların anlatacakları bitiyor ne de hasta olanın hastane maceraları.Biri biter biri başlar.Velhasıl durum böyle olunca kendi de hasta olan yazara bir çok malzeme çıkıyor.Acı soslu ameliyatlardan tutunda, ilaçlı tüm abdomen tomografilerine,yıllarca süren tedavi süreçlerine,ilaç çeşitlerine vs vs...Gönül ister ki ne kimse hasta olsun ne de ben bunlardan malzeme çıkarayım .Malesef hastalık bazen kaçınılmaz olabiliyor.Gide gele hem nerdeyse tıbbın bir bölümünü okumuş kadar oluyorsunuz.Hatta sizi rahatsızlığınızla ilgili telefonda konuşurken dışardan dinleyenler ya hastanede çalıştığınızı ya da doktor olduğunuzu düşünebiliyor :).Tahlillerden anlar hale geliyorsunuz.Mide ve bağırsak üzerine ihtisas yaptıysanız neyin yaralı neyin zararlı olduğunu az çok kestirebiliyorsunuz.Mesela karnım ağrıyor dahiliyeye gittim bişey çıkmadı diyen birine gastroenteroloji bölümüne yönlendirebliyorsunuz.Ya da midem ağrıyor diyen birine bu durumu önemsemesi gerektiğini tembihleyebiliyorsunuz.Nitekim konu derin, mevzu uzar :)Bu arada karşımda oturan hastaların aralarındaki konuşmalardan bayağı bir başlık çıktı,öyleki benimde merak ettiğim ve daha önce araştırmadığım konularda var içlerinde.Sıra o başlıklarda....
Yorumlar